Düşlerimin Prensi-Buse Gümüş

"Gerçekleşmeyeceğini bile bile kurulan düşler, insanın canını acıtmaktan başka bir işe yaramıyor..."

30 Ağustos 2017 Çarşamba

GKBT 29.Blog Tur: Fatih Murat Arsal - Buz Sıcağı | Kitap Yorumu





  • | Buz Sıcağı | ❄ #kitapyorumu

    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    🔥 "Sevgi tende değil, yürektedir..."
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Maddeleştirmek.
    Nedendir bilinmez ama insanoğlunun içinde vardır bu olgu, sevdiğimiz ya da sevmediğimiz, hayran kaldığımız ya da uzak durduğumuz şeyleri önce kendi içimizde maddeleştirir, sonra da onları bir sınıflandırmaya sokarız farkında olmadan. Bir şey bizim için iyiyse, herkes için de öyle diye düşünürüz, ya da bir şeyden uzak durulması gerekiliyorsa hepimiz yapmalıyızdır bunu. Bu düşüncenin aslında kocaman bir yanlış olduğunu bilmeden, belki de tamamen kasıtlı bir şekilde böyle düşünmeye devam ederiz. 
    Oysaki gerçek bambaşkadır, o sınıflandırdığımız şeyler gün gelir öyle bir sarsar ki tabularımızı... Aşk da böyledir nitekim. Ne kadar istersen iste sınıflandıramazsın onu, bir kalıba sokamazsın öylece. O kendiliğinden şekil alır bulunduğu yerde, hiçbir yardıma ya da önyargıya ihtiyaç duymadan. Bir ten ile yargılanamaz masumiyeti, mühim olan kalbinde taşıdığın o saf duygularındır çünkü.
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Başarılı ve hayatını yalnız geçirmeye alışmış bir beyin cerrahı olan Doktor Zafer için de tabularının yıkılma zamanı çoktan gelmiş de geçiyordu bile. Sonra bir gün Zeynep ile tanıştı. Ansızın, hiç beklemediği bir yer ve hiç beklemediği bir zamanda. Bir ışık misali önce düşlerine, sonra hayatına usul usul süzülüp masumiyeti ve neşesiyle canlandırıverdi Zafer'in hayatını, Zeynep. Her ikisinin de yaraları vardı, Zeynep'in yaşadığı olaylar ruhuna ağır gelirken Zafer'inse koskocaman evinde tek başına yaşayan ve hayattan elde edebileceği hiçbir beklentisi kalmayan halleri, soğuk ameliyathanesi, az dostu ve sevgisiz ilişkileri onu daha da yalnızlaştırmış, kalbinin içten içe buz tutmasını sağlamıştı. Belki bir tesadüf, belkiyse kaderin ufak bir yardımı sonucu tanışmaları hayatlarındaki pek çok şeyi değiştirecek ve birbirlerinin yaralarını sarmasına yardımcı olacaktı.
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Fatih Murat Arsal'ın kaleminden okuduğum ikinci kitaptı, Buz Sıcağı. Adı gibi zıt duyguların sık sık yaşandığı, birbirlerinden uzaklaşmaya çalışırken dahi yine birbirlerine çekilen karakterlerin hikayesiydi. Kitabı elinize aldığınız an bir okuyuşta okumanızı sağlayacak akıcı bir anlatımı var Fatih Murat Arsal'ın. Öyle ki "Hangi ara başlayıp ne ara bu kadar ilerledim?" diye sorabilirsiniz kendinize zaman zaman. Karakterlerin hemen hemen hepsini sevdiğimi söyleyebilirim, Sevda ve Furkan'ı saymazsak. Onları okurken ne kadar sinirlendiğimi anlatmasam da olur sanırım. 😆😂 Onun dışında Zeynep'in tüm yaşadıklarına rağmen ışıltısını hiç kaybetmeyen gülümseyişi, cıvıl cıvıl halleri, Zafer'in her zaman yanında oluşu ve desteğini ondan esirgemeyişi ve diğer karakterlerin pişmanlıklarını, acılarını, mutluluklarını okumak gerçekten çok güzeldi. Yazar hepsini hissettirecek şekilde tek tek üzerinden geçmiş bu detayların. Bir anda gelişen duygu değişimleri değildi hiçbiri, karakterlerin de kendi içlerinde ne kadar çok değiştiğini gösteriyordu. Tek sevip sevemediğime karar veremediğim kısım kitabın biraz fazla uzun oluşu. 🙈 Normalde gerçekten kalın kitapları severim, çünkü bağlandığım karakterlerden bir anda uzaklaşmayı her okur gibi ben de istemiyorum. Ama kitabın sonlarına doğru geldikçe bazı kısımlar daha hızlı geçilebilir ya da kısaltılabilirmiş gibi geldi bana, bu nedenle bu kadar uzun olmasa da olurmuş dedim bitirdiğimde. 🙈 Onun dışında içimi sıcacık yapacak, şu yaz günlerinde kafamı dağıtacak çok tatlı bir romantik-aşk kitabıydı okuduğum. 😍😍 Son olarak bazı yetişkin içerikli sahnelerden ötürü belirli bir yaşın üzerindeki kitlenin okumasının daha iyi olacağını düşünüyorum. Kitap dolu nice günlerde buluşmak üzere dostlarım, kitap ve sevgiyle kalın. 📚💙

1 Temmuz 2017 Cumartesi

GKBT 27.Blog Tur: Hasibe - Elya Şeytanı | Kitap Yorumu





| Elya Şeytanı | 💜 #kitapyorumu


Asi.⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
O, "Kent Soylu" lakabıyla bilinen Ulu Musa'nın torunu, nam-ı değer Elya Şeytanı. Dedesinin istekleri doğrusunda âşık olduğu edebiyat bölümünden vazgeçip Ziraat Mühendisliği okumak için gittiği üniversiteden beş yıl sonra döndüğünde, her şey kardeşi gibi yakın gördüğü Reyhan'ın eczanesinde karşılaştığı Doktor Koray ile tanışmasıyla başlar. Hikaye de bu ya, ilk aşkı olarak gördüğü kişinin önünde kendini rezil etmeleri mi dersiniz, yaptığı gaflar mı, yoksa kendisini çıldırtan kuzeni Ege, oğluna hiç mi hiç toz kondurmayan yengesi Neriman, evde adeta terör estiren dedesi Musa ve deli dolu ailesiyle yaşadığı trajikomik durumlar mı bilinmez, olaylar hayli komik bir şekilde ilerleyip devam eder.

Elya Şeytanı, benim ilk başlarda biraz önyargıyla başlayıp sonrasında hayli güldüğüm ve hikayenin akışına kapılıp sevdiğim bir kitap oldu. Birbirinden deli dolu karakterlerin kitaba kattığı şenlik, Asi'nin bazen ağzı bozuk, bazen aklı havada ismine yaraşır şekilde bir parlayıp bir sönen nutukları ve atarları, yer yer komedi sayılacak serzenişleri ve okurken zaman zaman gözlerinizin önünde dizi sahnesi gibi bir belirip bir kaybolan sahneler yüzümde kocaman bir gülümsemenin oluşmasına sebep oldu. 😂😂 Kitabın dilini de sevdim açıkçası, her ne kadar bazı yerlerde argo sözcüklerin kullanımı biraz fazla olsa da bu, yazarın dilinin daha doğal ve samimi olmasını pekiştirmiş diye düşünüyorum. 🙈

Kitabı tavsiye eder miyim? Eğer romantik-komedi türünde kitaplar okumayı seviyorsanız ve böyle deli-dolu, bir anı bir anına uymayan karakterler sizi de benim gibi güldürüyorsa bu güzel yaz günlerinde Elya Şeytanı tam size göre! 😍😂😂 Hem güldürüp hem eğlendiren, hayatın boğuculuğundan bir anlığına olsun sıyrılabildiğiniz, eğlenceli bir kitap Elya Şeytanı. 📚😻💜

24 Mayıs 2017 Çarşamba

GKBT: 25.Blog Tur: Mehtap Soyuduru Çiçek - Pedina | Kitap Yorumu





  • | Pedina | 🌺 #kitapyorumu
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    💫 "Kadın dediğin usul güler." Başımı olumlu manada salladım. Kadın dediğin kalpten güldü mü ha usul gülmüş ha hızlı ne fark eder?
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Tekrardan yeni bir kitap yorumuyla merhabalar hepinize! 🙌 Biliyorum, sınavlar ve dersler derken şu sıra o kadar uzak kaldım ki buradan... En kısa sürede çok daha canlı ve kıpır kıpır geri dönmeyi düşünüyorum ama bakalım, hatta bunun için ilk adıma Pedina'nın yorumuyla başlıyorum bile! 💃💃
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Daha önce Mehtap ablanın kitaplarını okumamış biri olarak Pedina'nın sayfalarında beni bu kadar çeken ve kendisiyle birlikte sürükleyen neydi bilmiyorum ama diyebileceğim tek şey okurken sayfaların arasında adeta can bulmuşum gibi hissetmem oldu. Ki şu sıra böyle bir şeye gerçekten ihtiyacım vardı, bu nedenle gerek anlatımın akıcılığı olsun, gerekse edisyonun güzelliği ve bazı olayların ele alınış şekli çok çok güzeldi benim için.😍
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Konusundan kısaca bahsedecek olursak;  olayların başlangıç sebebi ünlü bir iş adamının kızı olan Dudu Uyar'ın öldürülmesi ve bu konuda yürütülecek soruşturmanın daha henüz saha görevine bile çıkmamış çaylak bir komisere, yani Zehra'ya verilmesiyle başlıyor. Zehra belki dışarıdan tecrübeleri açısından çaylak ya da görünüş bakımından Erkek Fatma gibi olarak görülüyor olabilir ama o esasında bir hayli azimli ve verdiği kararların arkasında duran, sorgulayan bir karakter. Arada bazı şeyleri nasıl göremiyor diye sorgulasanız ve bazı yerlerde sizi fazlasıyla güldürse bile. 😂 Olayları Zehra'nın ağzından okuyor olmamız zaten ona bir yakınlık hissetmemiz için bir sebep ama karakteristik özellikleri cidden onu sevmenizdeki en büyük etken oluyor bence. 😍
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Güven'i tam olarak sevip sevemediğime karar veremediğim halde Zehra'nın her şeye rağmen o güçlü duruşu kendisini sevdirmede büyük rol oynadı benim için. 💕 Peki "Kim bu Güven?" diye soracak olursanız, kendisi başlangıçta Dudu'ya olan yakınlığı sebebiyle cinayetin şüphelilerinden biri olan Dudu'nun şoförü oluyor. Sonrasında ise gelişen bazı olaylar sebebiyle Zehra'nın arkadaşı, bir nevi dert ortağı oluyor tabii. Cinayet konusunda ondan yardım istemesinin pek etik olduğu söylenemez belki ama bu sayede yakınlaşmaları beraberinde birçok şeyi de değiştirmesine yardımcı oldu aynı zamanda. O yüzden her ne kadar hala ne düşüneceğimi bilmesem de şimdi dönüp geriye baktığımda iyi ki Güven'den yardım istemiş diyebiliyorum, bu da bir gelişme sayılmalı bence. 😁

  • ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Yazarın sadece aksiyon-polisiye değil de biraz romantik, biraz duygusal ve kara mizah şeklinde ele aldığı olayların hepsini böyle harmanlayabilmiş olmasına gerçekten hayran kaldım. 😍😍 Beklentilerimin daha üstünde şeyler buldum çünkü okurken. 😍 Güven'in taviz vermez, sahiplenici ve kimi yerde beni sinir eden kadın-erkek işi diye ayrım yapan tavırları ile Zehra'nın Güven'in tam aksine boyun eğmeyen tavırları ve Güven'in sözlerine karşılık vermeye çalışma hallerini okurken kah güldüm, kah eğlendim. 🙈 Ama dediğim gibi, yazar doğu-batı kültürünün çatışmasını, bazı örf ve adetlerin nasıl iki ayrı bedende can bulduğunu çok güzel bir şekilde anlatmıştı. 💙 ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Ben genel olarak kitabı gerçekten sevdim, bence siz de okuyarak bu kitaba bir şans verebilirsiniz. 🙈🌹📚
    Kitapta emeği geçen herkesin, başta Mehtap ablanın ellerine ve kalemine sağlık. 💕😻

6 Mayıs 2017 Cumartesi

GKBT 24.Blog Tur: Elif Yağmur Urfalıoğlu - Ya Habibi | Alıntılar






Alıntılar


"Hayatta tesadüf diye bir şey yoktur. İnsanlar kendi tesadüflerini kendileri yaratırlar. "




Her güzelin bir kusuru var derler ya Amer Bey de o hesaptı. Hoş adamdı ama boş adamdı görünüşe göre.







" Ve ben hayatımda ikinci kez bir kadın için bu kadar çok endişelendim. Kendimi suçlu hissettim. O yüzden bana bırak. Sadece bana bırak intikamını bana bırak..." 







Kalbim onunla kutsanmıştı sanki...







" Ve evet, bu kalp şuan senin için atıyor. Hatta senin için ritmini kaybederek atıyor ve bundan sonra hep böyle atacak. Senin için, seninki gibi..."










" Dans mı?" dedim kaşlarımı çatarak. 
" Sen beni dinlemiyor musun?" Dedi Peri, daha da bozulmuştu. 
" O, dünyadan çok uzakta Amer gezegeninden bizimle iletişim kurmaya çalışıyor takma sen onu!"









"Sakın, Aysa sakın. Sakın benim olanı başkalarıyla paylaşmaya kalkma. İkimizin de canı yanar!"










" Gitmek istiyorum hem de bir daha yüzünü göremeyecek kadar uzağa," dedim ona olan nefretimi bir kez daha hatırlatarak. 









"O yoktu. Onu düşünmek yoktu. Onun sorunlu hallerine katlanmak yoktu. İmaları yoktu..."










Bedenimi bir anda bıraktığında sarsıldım. Çünkü tutunacak bir dalım yoktu. Gözlerim doldu. Öfkesinin geçmediğini görmek canımı acıtmıştı.
Beni özlememiş miydi?








" Amer bırak beni!" Diye tısladım. Bir yandan saçlarımı açmaya çalışıyordum. 
" Bundan sonra ölsem bırakmam!"









"Yatağını misafirinle paylaşman çok nazik bir hareket, sen nerede yatacaksın?" dedim sakin tutmaya çalıştığım ses tonuyla. O da benim gibi sakin olmaya çalışıyordu ama bu onun için çok zor bir durumdu. Onun gibi gergin, öfkeli, yüksek gerilim hattı olan bir adam için.
"Misafirimin yanında!"









5 Mayıs 2017 Cuma

GKBT 24.Blog Tur: Elif Yağmur Urfalıoğlu - Ya Habibi | Kitap Yorumu





  • | Ya Habibi | - #kitapyorumu

    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Yepyeni bir kitap yorumuyla daha karşınızdayım canlar! 🙋 Kitap okuyamama sendromum halen devam etmekte olmasına rağmen bari okuduğum kitapların yorumunu girmeye çalışarak bu miskinlikten biraz sıyrılayım dedim. 🙈
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Yorumuma geçmeden önce kitabın konusundan biraz bahsedecek olursam; Asya, babasının ölümü ile hakkında hiçbir tecrübesi olmadığı yabancı bir dünyayla tanışmak zorunda kalıyor. İşleri yoluna koymaya çalışmak, babasının şirketini idare etmeye çalışmak hiç de kolay olmuyor haliyle. Tüm bu sıkıntılardan kurtuluşunun anahtarı tek bir kişide gizli; Arap bir iş adamı olan Amer Affan. Amer, işinde oldukça titiz, bir şeyi yapmak istediğinde bundan vazgeçmeyecek kadar kararlı ve güçlü bir karakter. Sonrasında yapılacak olan bir  anlaşma bu ikilinin hayatını farklı şekillerde etkiliyor. Öyle ki, geçmişten gelen sırlar ve birbiri altında kalmayan inatlaşmalar da işin içine girince olaylar bayağı karışıyor diyebiliriz. 😁 Bu arada kapağa bakınca hissedilenin aksine olaylar çölde değil Ankara'da geçiyor, bunu da küçük bir not olarak ekleyeyim. 🙈
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
    Kitapla ilgili düşüncelerime gelecek olursak; ele alınan ana olay örgüsü açısından sevdim. Güzel bir konusu vardı, yine de bazı kısımların daha farklı ve ince bir şekilde ele alınmasını, geliştirilmesini istemedim değil okurken. Bir olayı okurken peşine aniden yeni bir olayın oluşması gibi. Bunu düşünmemin sebebi de çoğunlukla düzeltinin iyi bir şekilde yapılmamasından ötürü olabilir. Edisyon yapılmasaydı daha iyi olurdu dedim bir ara, üzgünüm ama gerçek bu. 🙈 Kitaptaki imla hataları ve kimi yerde gözden kaçmış bazı mantık hataları içeriği etkilediğinden, okurken beni ara ara gerçekten yordu, inşallah bunların ikinci baskıda düzeleceğini umuyorum. 🙈🙈 Bunun dışında karakterleri tam olarak sevip sevemediğim pek söylenemez. Asya'nın kimi zaman beni çıldırtan halleri ve Amer'in de ondan eksik kalmayışı -ilk tanışmalarında ben kadınlarla iş yapmam anlayışı 😒- beni deli etti. Yine de bir zaman sonra ikisine de alıştım ve bazı kısımlarda gülmedim değil hallerine. 😂 Tüm bunlara rağmen genel olarak güzel bir kitaptı, Ya Habibi. 💕
    ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
  • Böylelikle ilk defa yazarın kalemiyle tanışmış oldum, benim açımdan keyifli ve güzel bir yolculuk oldu. 🙈🙆 Son olarak yazarın kalemine ve kapakta emeği geçen Dilara'mın (@dilarabook) ellerine sağlık. 🌹💕

7 Nisan 2017 Cuma

GKBT 23.Blog Tur: Burcu Büyükyıldız - Cezayir Menekşesi | Karakter Tanıtımı





 


Kar tanelerin ortasında alev almış bir aşk hikayesinin, tutkunun ateşiyle harmanlanmış karakterlerini gelin hep birlikte tanıyalım. 




Kuzey Doğan.


Ne istediğinin her daim bilincinde olan, azimli, kararlı, istediği şeyi elde etmek için elinden geleni ardına koymayan bir karakter, Kuzey. Avukatlık kariyerindeki başarısını da bu azmine ve taviz vermeyen duruşuna borçlu diyebiliriz. Siz ona "Buz pelerin, buzdolabı, arsız, edepsiz..." diye lakaplar takıldığına bakmayın; çünkü onun hepinizin kalbini ve düşüncelerini eritecek kadar alev alev yakan halleri var. Adamın kendisi baştan aşağı ateş yahu! Belki biraz arsız ya da edepsiz olabilir ama bunu kendisi de kabul ettiği için sorun yok bence. Selin'le bu konuda bir hayli aynı fikirde oldukları kesin zaten.







Selin Soydan.




Aşk uğruna neleri göze alabilirsiniz? Peki ya ilk görüşte aşk için? Bu denkleme bolca kararlılık ve çaba eklediğiniz zaman ortaya çıkacak sonuç tam olarak Selin'i temsil ediyor. Çünkü o, bir yılbaşı gecesi karşı karşıya geldiği Kuzey'e daha ilk bakışta derinden duygularla bağlanan, sonrasında da onun aşkını elde etmek ve bu aşka hak ettiği değeri verebilmek için her şeyi yapabilecek biri. Kuzey'in deyimiyle biraz baş belası ama bu zamana kadar Kuzey'in başına gelen en tatlı bela. Kuzey her "Sarışın" dediği zaman içiniz giderken, "Kuzey'imiz vardı da biz mi sarışın olmadık?" diyesi geliyor insanın hal böyle olunca. Kuzey'in gözlerini de yüreği gibi esir alan; hem umudu, hem de yenilgisi, onun Cezayir Menekşesi... 






5 Nisan 2017 Çarşamba

GKBT 23. Blog Tur: Burcu Büyükyıldız | Cezayir Menekşesi | Kitap Yorumu


⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
🔮 "O karlı gecede... Gözlerini gördüğüm anda... Göğsümde adının yalnızca tutku olduğunu sandığım bir ateş yandı. Ama şuram..." diye fısıldadı. Sesi hislerinin yoğunluğunun etkisiyle boğuk çıkıyordu. "Öyle buz gibiymiş ki... Oradaki yangının, ateşe çekilen pervaneler gibi yanıp kül olana kadar farkına varamamışım. Ama artık anladım, sarışın. Oradaki asla sönmeyen ateş sensin. Sen ve senin aşkın..."
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Kar tanelerinin ortasında alev almış bir aşk... ❄ Tutkunun ateşiyle harmanlanmış iki beden... 🔥Ve tek bir kalpte can bulmuş duygular... 💜
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Daha öncesinde birçok karakter kalbimi fethetti belki de ama Kuzey'i apayrı bir tarafa koymak istedim okuduktan sonra. 😻 O sahiplenişi, taviz vermez duruşu ve kararlılığıyla öylesine büyüledi ki beni, uzun bir süre etkisinden çıkamadım. 😍 Bu sözleri Selin'e söylüyor olsa da benim içimde durumun tam tersi olduğunu söyleyen bir taraf var. 🙈 Bence asıl Kuzey tüm o buz pelerin ve buzdolabı lakaplarına rağmen hepimizi gerçek anlamda büyüledi. ❄💙 ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
⠀⠀⠀Her şey bir yılbaşı gecesi Selin'in, arkadaşının çalıştığı firmadaki kutlamaya katılmasıyla başlıyor. Selin'in Kuzey'i gördüğü anda nasıl gökten düşen kar taneleri gibi önce usul usul sonra bir anda etkilenişini okuyoruz başlarda. Bir beğeni ya da hoşlanmaktan daha fazlası bu, daha tutkulu, daha derinden gelen bir duygu. Öyle ki yeni yıla girmek üzereyken Selin'in tek dileği o gizemli gözlere bakarken ayaklarını yerden kesecek tutku dolu bir aşk istemesi oluyor. Bu arada gizemli gözler demişken, o bakışların esaretine tek kapılan Selin değil millet, benden söylemesi. 😌 Çünkü birkaç dakikalık süren o bakışma en az Selin kadar sonrasında Kuzey'in aklında da fazlasıyla yer ediyor. 😍 ⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Selin'in isteklerinin peşinden gitmek için bir an bile tereddüt etmeden savaşması, bu aşkı elde edebilmek için çabalaması ve Kuzey'in biraz arsız, bolca tatlı, ne istediğinin bilincinde hareket eden halleriyle birleşince ortaya enfes bir hikaye çıkıyor. Onların didişirken bile birbirlerinden kopamayan bu hallerini kocaman bir gülümsemeyle okuyorsunuz sonra. 💙
Geçmişten gelen ve bir türlü yakalarını bırakmayan bazı sırlar, hiç azalmayan aksiyon ve tutkunun ortasında alevlenmiş müthiş bir aşka şahitlik ediyorsunuz. 🔥😻 Benden kitaba olan duygularımı tek kelimetle anlatacak bir kelime isteseler onlara bolca ❄🔥 şeklinde cevap verirdim sanırım 😂 Kitabı okurken ben de çoğu zaman yandım, eridim, kül oldum onların aşkıyla çünkü. 😍😍
⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀⠀
Burcu abla yine harika işler çıkarmakla kalmayıp hepimizin kalbini yerinden hoplattı Kuzey gibi bir karakterle. 😍 Daha ne diyeyim yahu, şu satırları yazarken bile gözlerimden çıkan kalplerin haddi hesabı yok. 😍😍 Son olarak kitabın iç-dış tasarımına, cildine, kısaca her şeyine BA-YIL-DIM! 💜 Emeği geçen herkesin ellerine sağlık! 

30 Mart 2017 Perşembe

GKBT 22.Blog Tur: Yarasa - Selvi Atıcı || Alıntılar





Geveze Kalemler ile Blog Tur olarak 22.turumuzun son gününde, alıntıları toplu şekilde inceleyebilirsiniz. 



* * * 


Yarasa’nın gözleri davetiyeden ayrıldı. Yukarı baktı. Gözleri kızı buldu. Ve fısıldadı.“Mavi.”




Genç adam onun kendisini görmesine izin vermedi. Diğer kulağına eğilip fısıldadı.
“Güzelsin, kızım!”





"Yarasa’nın da yaşadığı hayat kendine göre bir değere sahipti. Belki hayatının akışını kendi yönlendirme özgürlüğüne sahip olmayabilirdi fakat o kendi insanları için savaştığını bilerek bu özgürlük için hayıflanmıyordu."






"Kız eşsizdi! Güzel değildi. Ama eşsiz olmak için de güzel görünmeye gerek yoktu."






"Cehennem... Uzun zamandır beni çağırıyor, kızım!"







Mavi’nin dudakları aralandı. Soluk kadar alçak bir sesle “Sen?” diye fısıldadı. Onu tanımış mıydı? Gerçekten kim olduğunu anlamış mıydı, yoksa sadece hisleri mi onu yönlendiriyordu.







"Benim doğrularım sadece işin içinde sen olduğun zaman devreye giriyor!"







"Kız, onun için kibritin yanmayan ucunda kalmıştı. Bırakmak zorunda kaldığı diğer pek çok şey gibi..."







"Keşke acının öznesi değil, iyileştiricisi olabilseydim. Tuhaf ama gözyaşların içimde fırtınaya dönüşüyor."






"Tedavisi olmayan hastalıklar nasıl olur, biliyor musun?"

Genç kız adamın duygusuz sesiyle birlikte kaşlarını çattı. Ancak ona cevap vermedi.

“Uğraşırsın, çabalarsın, kurtulmak için sonuna kadar çırpınırsın! Fakat bir işe yaramaz. Hastalık bedenine sızmıştır, giderek yayılmaya başlamıştır ve seni istiyordur. Sonunda seni almadan asla yok olmaz.” Adam hafifçe bedenini ona çevirdi. Derin bir iç çekişle birlikte usulca elini kaldırdı. Genç kızın tenine dokunmadan hafifçe bedeninin üzerinde dolandırmaya başladı. “Sen hastalıksın. Benim hastalığım. Sana baktım. O anda bana işledin. Sonra yavaş yavaş içime yayıldın. Görmeyeceğim dedim. Görmeye geldim. Bakmayacağım dedim. Ama baktım. Bu son dedim. Fakat aslında hiç sonum olmadın. Bilmediğim, başlangıcım olduğundu.






“Bir karar vermen gerekiyor. Ya hislerine gerçekten boyun eğeceksin ya da başladığın işi bitireceksin.”





“Bugüne kadar hiçbir şeye benim demedim. Otuz altı yaşında ilk defa, şu anda benim diyorum. Var gerisini sen düşün!”







“Seni gördüğümde aklıma ilk ne gelmişti, biliyor musun?”
“Ne?”
“Tepişmek!”






“Benimle birlikte gülebildiğini fark ettiğim her seferde tökezlemekten son anda kurtuluyorum.”






"Daha ne yapabilirsin, merak ediyorum. B."

Cevap için çok beklemesine gerek kalmadı.

"Yaşayıp birlikte göreceğiz! Fakat senin için bende sınır diye bir şey yok. Her şey ölümüne... U."

"O zaman her şey ölümüne... B."






"Onlar işte buydu. İsteseler de, istemeseler de birbirlerine aitlerdi. Ayrı ayrı bir şeye yaramıyorlardı."






"Of, be kızım! O kadar savaş verdim ki! Hiçbiri beni senin gibi ezip geçemedi. Eğer yenik düşmüş hissediyorsan, bil ki ben senden çok daha önce beyaz bayrağı çekmiştim!"







"Adam yine "Ben bebeğim demem!" diye fısıldadı. Baş parmağı genç kızın dudaklarının üzerinde usulca dolaşırken, "Ben kadınım derim!" dedi. "Hem sen güzel değilsin ki!" Mavi kaşlarını çatmak üzereydi ki genç adam hemen açıklık getirdi. "Eşsizsin!"