Düşlerimin Prensi-Buse Gümüş

"Gerçekleşmeyeceğini bile bile kurulan düşler, insanın canını acıtmaktan başka bir işe yaramıyor..."

29 Eylül 2016 Perşembe

GKBT - 13.Blog Tur | Canan A.Düzgan - İlham Perisi | Yorum





İlham Perisi - Canan A. Düzgan


Geveze Kalemler olarak bu seferki turumuz Canan A.Düzgan'ın İlham Perisi kitabıydı. 📚🙈
İlham Perisi benim Canan ablanın kaleminden okuduğum ilk kitabı.😇 Daha önce kalemiyle tanışma fırsatı bulamamış olsam da bu kitapla sonunda bu tanışmaya vesile olabildim.🙈🙊
Gerek kapağı, gerek konusu ve ara ara şaşırtan sürprizleriyle güzel bir kitaptı.💕
Çok fazla spoiler vermeden söyleyecek olursam kitapta tam olarak yapabilmeyi gerçekten istediğim bir şey yer alıyordu, ki o şaşırtmacaları ve merakı elden düşürmeyen yazımıyla gerçekten birçoğunuzun yaşamak isteyebileceği bir olaylar silsilesiydi...
Ramon ve Helen... Biri fazlasıyla silik, zeki ve kendi kalemiyle baş başa dünyasında yaşarken diğeri çapkın mı çapkın, bir hayli tanınan bir iş adamı... İkisini bir araya getirenlerin kelimelerden ibaret olduğunu kim bilebilirdi? 
Hele hele bir gün hayal olarak yazdığı "Şeytan", nam-ı değer Ramon'un evinde uyanabileceğini? Olaylar gerçekten hiç tahmin etmediğim, çoğu zamansa yüzümde bir gülümsemeyle okuduğum bir seyirde devam etti hep.
Aralarındaki kimi zaman tartışma, kimi zamansa sürtüşmeye kadar varan o laf dalaşlarıyla... Ama en çok da hiç kopmayan bağlarıyla gerçekten güzel bir çiftti bu ikisi. Bazen şaşkınlıkla bile okuduğum oldu o inatlaşmaları. İkisindeki çene birbiriyle yarışmaktan hiç vazgeçmedi çünkü.😄😄
Aynı şekilde yan karakterleri de sevdim ben. Biraz kaderin biraz da kalemin oyun da olsa Brad ve Mery'nin de sonunda hayallerine kavuşabilmeleri güzel bir ayrıntıydı...
Ben kitabı genel anlamda sevdim, beğendim. Ellerine sağlık Canan Abla. 😘😘
Son olarak kitabı merak edenler için küçük bir alıntı bırakayım buraya;⏬⏬ 

"Hikaye yazan herkes aslında hayalindeki insanı, karakteri ve aşkını yazar. Bu karakterler o kişinin ruh ikizidir. İlham Perileri de ruh ikizlerini birleştirir."



21 Eylül 2016 Çarşamba

GKBT 12. Tur | Çilek Mevsimi - Burcu Büyükyıldız | Alıntılar




GKBT 12. Tur | Çilek Mevsimi - Burcu Büyükyıldız

 | Alıntılar





































18 Eylül 2016 Pazar

[12.GKBT] Çilek Mevsimi - Burcu Büyükyıldız / Yorum




Çilek Mevsimi

#kitapyorumu


Çilek Mevsimi, benim Burcu Abla'nın kaleminden okuduğum ilk kitabı. Daha önce neden bilmiyorum ama okuyabilme fırsatım olmamıştı hiç. Şimdi ise bu hatamı telafi edercesine severek, içime kokusuyla birlikte sayfalarını da hapsederek okudum. 

Kitap geçmiş ve geleceğin birlikte harmanlanarak tüm yaşanılan olayların sebepleri ve sonuçlarıyla ele alınmış. Başlangıçta bir karıştırma hali yaşasam da sonradan kitabın içindeki küçük imgelerin bunu anlamamda bir hayli yardımcı olduğunu fark ettim ve bu detay bir hayli hoşuma gitti.

Yağız ve geçmişi. Yağız ve Mira. Arka kapaktan da anlaşılacağı üzere başta "Neden? Niçin?" soruları beynimi kemirdi durdu. Mira'yla birlikte sinirlendim, içlendim, hüzünlendim okurken. Karakterlerin duygularını hissettirmekte bir hayli iyi iş çıkarmış Burcu Abla. Yine de tüm bu yaşanılanlar söz konusu olduğunda ne kadar dirensem de Yağız'a da hak vermeden edemedim. Neticede aşk bazen kendinden çok sevdiğini düşünmek, nereye gidildiği belli olmayan bir yolda dahi önceliği hayatını tamamlayan insana verebilmektir. Kitabı okurken bunu sizin de benim gibi anlayacağınızı düşünüyorum. 

Kitaptaki karakterler tıpkı gerçek hayattaki gibi ne mükemmeldi, ne de kusursuz. Nitekim ben Yağız'ın gözlerine baktığımda içindeki alev almış aşkın gözlerine vuran ateşten halelerini gördüm mesela. Ben Yağız'ın yüreğine baktığımda belki biraz incinmişlik, bolca sahiplenme ve özlem ama en çok da sevdiğini her şeyden, gerektiğinde gerektiğinde kendinden bile korumaya çalışan bir adam gördüm karşımda. Kusursuz olmayışına rağmen tüm hatalarıyla Mira'nın karşısına çıktığında hala aşkından deli divane; hatalarını, geç kalmışlıklarını sil baştan tekrardan yazıp yaşamaya çalışan bir adam gördüm. Ve tanıdım. Ve sevdim. 

Aynı şekilde Mira'yı da. Belki bazen fevri kararlar aldığını düşündüm ama o da özünde seven ve aşkın peşinde getirebildiği incinmişlikleri yaşayan bir kadındı sonuçta. İçimizden biriydi yani. Sidar ve Kuzgun'a değinmek istemiyorum çünkü o ikisi hakkında bir konuşmaya başlarsam sanırım kendimi daha fazla tutabileceğimi hiç sanmıyorum. Ama Kuzgun...

Ben genel olarak kitabı, karakterleri ve o rengiyle içime toz pembe mutluluklar saçan cildini, en çok da çilekli tart tarifini sevdim! Bunun için çok teşekkürler Burcu Abla!

Bolca romantizm, tutku ve özlemle alev almış bir aşk okumak istiyorsanız  sizler de bu kitabı mutlaka okumalı ve okutturmalısınız!

2 Eylül 2016 Cuma

[11.GKBT] - İlk Aşk - James Patterson & Emily Raymond / Yorum








İlk Aşk #kitapyorumu


"Tam sırası, Axi, diye düşündüm. Ânı yaşa.

Axi Moore; Robinson'un deyimiyle Uslu Kız sıradan hayatından memnun gibi görünse de, bambaşka hayalleri olan bir genç kızdır. Bir gün Axi, hayal ettiği hayatı yaşamaya karar verir ve Robinson'a, onunla birlikte şehir şehir dolaşmayı teklif eder. Hayatında ilk defa duvarlarını yıkacak ve kalıpların dışına çıkacaktır.

İtiraf ediyorum, Axi ile Robinson'un tanışmalarını ve bu kadar yakın arkadaş oldukları halde öncesine dair bir bilgi olmadan böyle bir yolculuğa çıktıklarını okumaya başladığımda ne olduğunu çözemedim tam. Giriş olarak fazla hızlı gibi gelmişti, ta ki o yolculukla birlikte tüm sırlar çözülene ve ben de kitabın içinde sürüklenene kadar...

 "Solup gitmektense yanmak daha iyidir." 

Bir gün yanıma çantamı alıp yol beni nereye götürürse oraya gitmek istiyorum aslına bakarsanız. Tıpkı Axi ve Robinson gibi, sürpriz bir yolculuğa çıkmak ve rotamı o anda nereye gitmek istersem oraya çevirmek istiyorum. Sanırım bu yapabileceğim en büyük çılgınlık olurdu. Gerçi onlar kaçarken Axi'nin babası kadar sessiz kalmazdı bizimkiler. :')

James Patterson'un okuduğum ilk kitabı bu, yazarın basit ve yalın bir anlatımı var. Okurken sıkılmayacağınız, sayfalarını ard arda karıştıracak türden. Ne var ki her ne kadar sonunda gözlerim dolu dolu olsa da sonu biraz havada kalmış gibi geldi bana. Almak istediğim etkide bitmedi kitap. Güzeldi, kötü demiyorum ama onca yaşanılan ve aktarılan duygulardan sonra daha etkileyici bir sonu hak ediyordu bence. 

Ben genel olarak kitabı sevdim, biraz aşk, biraz hüzün, bolca macera okumak isteyenlere de tavsiyemdir. Axi ve Robinson'la kah güldürecek, kah gülümsetecek ve kah hüzünlendirecek maceralarına hepiniz davetlisiniz. 📚📖